HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Avusturalya izlenimleri

Prof. Ümit Meriç ve Gazeteciler Yazarlar Vakfı'ndan Cemal Uşşak'la birlikte iki haftalık bir programla Avusturalya'ya gitmiştim. Bu ülkeye ilk defa gittim, Dubayi ve Malaysiya'nın baş şehri Kualalumpur'da birkaç saatlik beklemelerle birlikte yaklaşık 24 saat yolculuk yapılarak ve dünyanın çevresinin yarısına yakın bir yol katedilerek oraya ulaşılıyor. Türkiye'nin 10 misline yakın toprağı olan bu kıta ülkede 2 milyon insana bir Türkiye kadar toprak düşüyor. Çok kültürlü demokratik sosyal devlet ilkelerini benimsemişler. Görüştüğümüz bir milletvekili ve bir de senatörün ifadelerine göre hakim Anglo-Sakson kültürden çok kültürlülüğe geçişin tarihi oldukça yeni; 15-20 yıllık bir mesele. Bu dönemde dünyanın hemen her ülkesinden göçmen ve işçi almışlar. Bizim insanımız 60'lı yılların sonlarından itibaren, kendi ifadelerine göre "bir ev parası kazanıp dönmek üzere" bu uzak diyara gelmişler. Çoğu ev parasını kazanmış, bazıları Türkiye'ye gelip ev de almışlar, ama çeşitli sebeplerle yine oraya dönmüşler. Bir süre sonra da oldukça kolay olan vatandaşlığa geçiş hakkını kullanarak Avusturalya vatandaşı olmuşlar. Şu anda toplam 200 bin kadar Türk'ün burada yaşadığı söyleniyor.
Toprak geniş ve ucuz, 18 yaşına gelmiş her vatandaşa, ihtiyacı olduğu ve çalışmadığı takdirde devlet tarafından geçineceği kadar para veriliyor. Şehirleşme ve yerleşim düzeni mükemmel, tek veya iki katlı, bahçe içinde güzel evler, çalışmak isteyene iş, iş kurmak isteyene imkan var. Çok kültürlülük politikası gereği Türklere de iyi muamele diliyor. Birçok Türk boya ve lokantacılık başta olmak üzere çeşitli işlere girmişler, başarı ile çalışıyorlar. Büyükler Türkçe'yi bozuk konuşacak kadar İngilizce öğrenmişler, küçükler ise dilimizi unutmak üzereler. Türkiye'de yapılan yatırımlar ile yurtdışından para toplayarak Türkiye'de şirket, holding kuran ve ehliyetsizlik yüzünden batıran şahısların sebep oldukları ümit ve hayal kırıklıkları vatandaşlarımızın yatırımlarını oraya kaydırmalarına sebep olmuş; artık kimse Türkiye'de yatırım yapmayı düşünmüyor. İslamî hassasiyeti olanlar ve olmayanlar oradaki özgürlük ortamı yüzünden Avusturalya vatandaşlığına karar vermişler. Melbourne'da 40 dilden yayın yapan bir radyoda programa katıldık; ne irtica korkusu var, ne de bölücülük. Her dilden yayın yapılıyor ve herkes inandığını rahatça söylüyor; yeter ki başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar verilmesin ve şiddete teşvik bulunmasın.
Dünya'nın her tarafında okul açan vatandaşlarımız orada da okullar açmışlar. Türklerin dillerini unutma noktasına geldikleri bir zamanda bu okullarda hem yüksek seviyeli bir öğretim yapıyorlar hem de İngilizce yanında Türkçe'yi öğretiyorlar. Diyanet İşlerinin, diğer cemaatlerin, başka müslüman ülkelerin ve sözünü ettiğim kolejlerin sayesinde, okullarda, camilerde ve kurslarda isteyen insanımızın çocukları dinlerini de öğreniyor, bu sayede kimliklerini yitirme felaketinden kurtulmuş oluyorlar. Melbourne ve Sidney'de Işık ve Şule adlarıyla açılmış kolejlerde, yarıdan fazlası da başka milletlerin çocukları olmak üzere binlerce çocuk okuyor; öğretmenlerin ve öğrencilerin başları açık olanı da var, kapalı olanı da, namaz kılmak isteyenler için uygun yerler de ayrılmış. Buralardan mezun olanlar, puanlarıyla oynanmaksızın her istedikleri üniversiteye girebiliyorlar.

Çevremizdekilere sordum, "Size farklı muamele yapıyorlar mı, baş örtüsü ile okumak mümkün mü" diye, bana şunları söylediler: Burada çok sıkı bir şekilde uygulanan "ayrımcılığı yasaklama" yasası var, bir polis gerekir de "aslen nereli, hangi etnik guruba mensup" olduğunuzu sormak isterse bunu ezilip büzülerek ve özür dileyerek sorar. Bu yüzden, farklı inanç ve etnik aidiyet sebebiyle okulda veya başka yerde bir farklı muamele görürseniz derhal şikayet edersiniz ve sonuç alırsınız.

'Okullarda din dersi var mı?' diye sordum: "Devlet okullarında isteğe bağlı, devletçe tanınmış, ilkokuldan üniversiteye kadar mevcut katolik kilise okullarında ise Hıristiyanlık dersi mecburi, dini ne olursa olsun her öğrenci bu dersi alır" dediler.

İşin var, aşın var, hürriyetin var, okul açıp çocuklarını kendi inancına ve kültürüne göre yetiştirme imkanın var... sen olsan memlekete dönmek ister misin?


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler