HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Fıkıh ve kamu hukûku

Kamu ve özel kısımlarıyla İslâm hukûku fıkıh kitaplarında ele alınmış, ayrıca kamu hukûkunu ilgilendiren konularda el-Ahkâmu's-sultâniyye, es-siyâsetü'ş-şer'iyye isimleriyle kitaplar yazılmıştır. Fıkıh kitaplarında "hilâfet, saltanat, idâre, şûrâ" gibi bir bölüme rastlamak mümkün değildir. Hilâfet ve saltanatla ilgili bazı bilgiler ve hükümler cuma namazı, kazâ ve cezâ bölümlerine serpiştirilmiş, dolaylı ve dolayısıyle açıklamalar yapılmıştır. İçine fare düşen kuyuların temizlenmesi, kadının âdet görmesi gibi konulara özel bölümler tahsis edildiği ve sayfalar ayırıldığı hâlde devlet ve toplum hayatının temelini teşkil eden konularda âdeta sükûtun tercih edilmiş olması tabîî değildir. Saltanat ve siyâsetle ilgili kitaplar da hem sayı, hem de muhtevâ bakımlarından yetersizdir. Bu kitaplar, Kur'ân-ı Kerîm'in, sünnet'in ve râşid halîfeler devri uygulamalarının lâfız ve rûhundan hareketle esas teşkîlat ve idâre konularında İslâm'ın getirdiği ilkeleri ve hükümleri ortaya koyacak, tartışacak yerde, emr-i vâkileri (saltanat ve istibdâdı) kitabına uydurmak ve meşrûlaştırmakla meşgul olmuşlardır. Bu vâkıanın birçok sebebi arasında şunlar belirleyici mahiyettedir:
1. Râşid halifeler devrinin sonunda, 5. halîfe Hz. Hasan hilâfeti Muâviye'nin saltanatı lehine terkedince düşünce, ifade, seçme, seçilme hak ve hürriyetleri, saltanat ve istibdâdın bir gereği olarak ortadan kalkmış, baskı ve devlet terörü hâkim olmuştur. Seçilecek tek aday sultan tarafından belirlenmiş, onun için peşin (sultan henüz hayatta iken) bey'at alınmış, adaya itirâz edenlere, bir başkasına bey'at etmek isteyenlere baskı ve işkence uygulanmış, hatta hayatlarına son verilmiştir. Muâviye'nin başlattığı bu usûl ne yazıktır ki değişmeden ve gittikçe katılaşıp donarak devam etmiş, böyle bir ortamda gerçek İslâm kamu hukûkunu yazıp söylemek bir kahramanlık hâline gelmiştir. Zaman zaman böyle kahramanlar çıkmış ise de sesleri bastırıldığı, sözleri kitaplaşamadığı için genel gidişe tesirleri zayıf olmuştur. Büyük hukukçu Serahsî, el-Mebsût isimli eserinin İkrâh (baskı, tehdit) bölümünde İmam Muhammed'in, bu bölümü yazdığı ve dolaylı olarak baskı altında gerçekleşen bey'atin hükümsüz olacağına işaret etmiş olacağı için başına gelenleri anlatıyor. Eğer İmam, kitabı kuyuya atmasa ve soruşturmada yalan söylemese imiş yaptığını hayatı ile ödeyecekmiş. Bu şartlar altında mezkûr konuları yazıp tartışmaya kim cesaret edebilir? Yazılanı kim yanında bulundurma, okuma ve okutma cesaretini gösterebilir?
2. Genellikle yazılan, işlenen, tartışılan hukuk yaşayan, uygulanan hukuktur. Yaşamayan, uygulanmayan hukuk ise fikir ve ifade hürriyeti bulunmak şartıyle ancak hukuk tarihlerinde ve mukayeseli hukukta belli ölçülerde bahse konu olur. Saltanat İslâm âmme hukûkunu ve özellikle de esas teşkîlât hukûkunu rafa kaldırdığı, bunun yerine kendi hukûkunu ikâme ettiği için "varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler" fethvâsınca hilâfet, imâmet, şûrâ, siyâsî haklar... ne okunmuş, ne yazılmış, ne de dinlenmiştir.
Bazı hukuk tarihçileri İslâm âmme hukûkunun ve özellikle esas teşkîlât hukûkunun yeterince yazılıp işlenmemiş olmasından yanlış bir sonuç çıkarmış, bunu "İslâm'da din ile devlet ve siyasetin ayrı olduğuna, dînin siyasete karışmadığına" delil göstermişlerdir. Bu sonuç yanlıştır; çünkü İslâm tarihi boyunca yönetimler hiçbir zaman dîni siyasetten ayırmamış, yaptıklarını kitabına uydurarak, dînî meşrûiyet kisvesine sokarak yapmış, saraylarında ve çevrelerinde besledikleri fıkıh temsilcilerinden ısmarlama fetvâlar almışlardır. Dîni yöneticilerin serbest bıraktığı teşkîlât, teşrîfât ve düzenlemeler dışında, saltanat ve şahsî menfâatlerine dokunmadıkça şerîatı uygulamış, saltanat ve siyasetlerine ters düşen noktalarda ise ya tevîl, yahut da Hâlik'a isyan yolunu seçmişler, şiddetli baskı ve terör ile muhalefete nefes aldırmamışlardır.
3. O çağlarda bütün dünyada hüküm süren saltanat ve istibdâd İslâm ümmetini de etkilemiş, İslâm'ın getirdiği siyasî inkılâbın gün ışığına çıkmasını engellemiştir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler