HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İlim Yayma Cemiyeti

Cumhuriyetin ilanından çok partili demokrasiye geçilen 1950 yılına kadar dindarlaşmayı belli bir sınırda tutmak maksadıyla alınan tedbirler içinde din eğitimi ve öğretimini yasaklamak da vardı. Devlet ne din eğitimi ve öğretimi yapıyordu ne de sivil kesimin (dindarların, cemaatlerin) bunu yapmalarına izin veriyordu.Bu yasakçı ve baskıcı tutumun sonuçlarından ikisi şudur:
1. Din alimi ve görevlisi nadir hale gelmiş, halk "cenazemizi kim kaldıracak, arkamızdan kim bir fatiha okuyacak" diye düşünür olmuştu.
2. Halk kesiminde geleneğe bağlı, eksik ve yanlış bilgilere dayalı bir dindarlık devam etmekle beraber okumuş yazmış kesimde önemli ölçüde bir dindarlaşma erozyonu meydana gelmişti. Öyle devam etseydi din, daha çok köylüler ile az tahsil görmüş halk kesimine ait bir değer olarak kalacaktı.
1946 yılında yapılan seçimde CHP önemli ölçüde oy kaybetti; hatta seçimi kaybetmiş, hile ile kazandırılmıştı. Bu sonuçta CHP din politikasının önemli bir etkisinin olduğu sabit olunca 1949 yılında Ankara'da bir İlahiyat Fakültesi ve bazı illerde bir yıllık, iki yıllık İmam Hatip kursları açıldı. Halkı tatminden uzak bulunan bu tedbirler yetmedi, 1950 yılında DP kahir bir oy farkı ile iktidara geldi. Bu partiyi iktidara taşıyan vaatler arasında, belki de başında halkın din alanındaki ihtiyaç ve isteklerine cevap vermek vardı. İktidar hemen bazı kararlar aldı, ezanı aslına çevirdi, radyoda Kur'an okundu ve dini konuşmalar başladı, 1951 yılında yedi ilde, 4+3=7 yıllık İmam Hatip Okulları açıldı. Halkın bu okullara ilgisi şaşırtıcı boyutta oldu; hem orta kesim şehirliler ile köylüler çocuklarını bu okullara gönderiyorlar hem de bireyler olarak veya dernekleşerek okul ve yurt yapımını, öğrencilerin iaşe ve ibatelerini, ücretli hocaların ücretlerini üstleniyorlardı. İlk yıllarda bu dernekler genellikle "İ.H. Okulu Yaptırma ve Yaşatma" gibi bir isimle (bu okullara bağlı olarak) kuruluyordu. İstanbul'da ise altmıştan fazla hamiyetli İslam insanı bir araya gelerek "İlim Yayma Cemiyeti" adıyla bir dernek kurmuşlardı.
Bu ismin seçilmesinde -benim anlayış ve yorumuma göre- iki düşünce yönlendirici olmuştur:
1. En büyük ihtiyacımız din ve dünya hayatımız için doğru bilgi elde etmek ve bu bilgiyi mümkün olduğu kadar yukarıdan aşağıya -hedef kitlelere göre ayarlayarak- halka yaymaktır.
2. Bu derneğin birinci amacı dini bilgiyi üretip yaymak olsa bile daha geniş kitlelerin tepkisini değil, ilgisini çekmek için ismi mutlaklaştırmanın daha uygun bulunması (İmam Hatiple kayıtlı ve sınırlı olmayan bir isim konması).
Ben İmam hatip Okulunu Konya'da bitirdiğim için 1959 yılında İstanbul'da açılan Yüksek İslam Enstitüsüne girinceye kadar İlim Yayma Cemiyetinden haberdar olmadım. Bizim Enstitü, Cemiyet'in yakından -birinci derecede- ilgilendiği İstanbul İmam Hatip Okulunun bir katında açılmıştı. Cemiyet'in İmam Hatip okuluna ve bizim Enstitü'ye gösterdiği ilgiyi ve yardımı o zaman yakından gördüm. Enstitü aynı yıl oradan taşındı, ama ben mezun olunca İstanbul İmam Hatip Okuluna öğretmen oldum ve Cemiyet'le ilgim yakınlaşarak devam etti.
İmam Hatip Okulları DP tarafından açılmış olsa da ülke ve Parti içindeki muhalifleri sebebiyle üvey evlat muamelesi görüyor, bununla da kalmıyor, yön ve ona uygun görülen vazife bakımından sağa sola çekilip duruyordu. Yönetim ve öğretim kadrosu yeterli değildi, maddi ihtiyaçlar vardı, talebenin iyi birer müslüman ve din hizmetlisi namzedi olarak yetişmesi için resmi ilgi yeterli değildi (bazı yerlerde ve zamanlarda zararlı bile oluyordu). İlim Yayma Cemiyeti (ve başka yerlerdeki emsali cemiyetler) bütün bu problemlerle hasbi olarak uğraştılar, ellerinden gelen ilgi ve desteği gösterdiler.
İlim Yayma Cemiyeti giderek "ilmi yayma" hizmetini az da olsa yayın ve gerektikçe ilmi ve istişari toplantılar yapmak, ülkede yanlış giden bazı konular ve gelişmeler karşısında uygun tepkiler koymak, şubeler açarak benzeri hizmetleri ülke çapında genişletmeye çalışmak, öğrenci araştırma bursları vermek... suretiyle geliştirdi, bugün de bu hizmetlerine devam ediyor.
Ben bütün kurucuları ve hizmet erlerini tanımadım. Ama isimlerini hafızamdan sayacağım şu zatları tanıdım, onların hasbi (Allah rızası için) gayretlerine şahit oldum, kendilerini ve diğerlerini rahmet ve minnetle anıyorum:
İsmail Niyazi Kurtulmuş, Vehbi Bilimer, Yusuf Türel, Vehbi Çıkrıkçı, Fehmi Bilge, Refik Bürüngüz, Rahmi Köseoğlu, Mustafa Köseoğlu, Hasan Sağlam, Asım Taşer, Mustafa Doğanay, Süleyman İshakoğlu...
İlmin tamamı cehaletten evlâdır, bilmek bilmemekten elbette iyidir. O gün bugün din alanında doğru bilgiye olan ihtiyaç devam etmektedir. İlim Yayma Cemiyeti bu millet ve memleket ihtiyacını hissetmiş, bir şeyler yapmak üzere harekete geçmiş halis insanların kurduğu ve hizmet verdiği bir kuruluştur; hizmet erlerinden ahirete intikal edenlerin ecirlerini (hizmetlerinin karşılığını), kendilerini mutlu edecek ve "Ah keşke daha fazla hizmet etseydim!" dedirecek ölçüde aldıklarına inanıyorum. Ruhları şad olsun! Şu anda hizmete devam edenlere de Allah gayret, kuvvet, başarı ve ihlas nasip buyursun!
Merhum İsmail Niyazi Kurtulmuş (inşaallah kurtulmuş ve ebedi alemde muradına ermiştir) merhumla ilgili bir hatırama yer vererek yazıyı noktalayayım:
Sankiyedim Camii'nin yanındaki evi ve muayenehanesi İmam Hatip Okuluna yakın olduğu için gece gündüz müracaat mercii ve sığınak olarak vazife görüyordu. Kendisi doktor idi, bir ara İmam Hatip okulunu dışarıdan bitirmek için derslere çalıştığını gördüm (Muayenehanede bizim Arapça kitaplarını görüp sorduğumda niyetini açıklamıştı). Bu zahmete ve külfete niçin katlanmaya teşebbüs ettiğini sorduğumda aldığım cevabı asla unutamam ve öğrencilere çok seçkin bir örnek olarak söyler dururum: « Ahirette İmam Hatiplilerle haşrolmak (bir arada muamele görmek) istiyorum!" »


(Site editörünün notu: 2005 yılına ait bir yazıdır.)


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi