HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Türk Ceza Kanunu

Yeni Şafak'ın dünkü sayısında çıkan bir habere göre "AK Parti, Adalet Komisyonu'nda kabul edilen TCK tasarısının 4 maddesinin Genel Kurul'da değiştirilmesi yönünde önergeler hazırlıyor. Tasarıda yer alan bu maddeler Adalet Komisyonu'nda sert tartışmalara neden olmuştu."
CHP Grup Başkan Vekili Ali Topuz, AK Parti'nin TCK Tasarısı'nda değişiklik isteğine karşı çıkarak "Buna müsade etmemiz mümkün değil. Her türlü zorluğu çıkarırız, AKP'liler komisyonlarda reddedilen önergelerini burada da getirirlerse her türlü zorluğu, engellemeyi yaparız; yeni önergeler veririz ve her önergede konuşma yaparız. Böylece bu kanun 6 ay boyunca çıkmaz" diyor.
Nazlı Ilıcak, Prof. M. Erdoğan gibi yazarlar köşe yazılarında yeni ceza kanununun bazı maddelerini ( Ak Parti'nin de karşı çıktığı maddeler de dahil) eleştirmiş, bunların -demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu ve bazılarının kötüye kullanmaya müsait bulunduğu için- mecliste mutlaka değişmesi gerektiğini haklı olarak ifade etmişlerdi.
Ak Parti'nin değiştirmek için hazırlık yaptıkları maddelere bir bakalım:
1. Tasarının 221. maddesindeki "Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma" maddesine göre, imam, vaiz, rahip ve haham gibi din adamları, görev sırasında olmamakla birlikte, bu sıfattan yararlanarak kanunları ve hükümet icraatlarını kötülerlerse 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. AK Parti, bu maddeden "sıfattan yararlanarak" cümlesinin çıkartılmasını ve din adamlarının sadece "görev sırasında" suç işlemeleri halinde cezalandırılmalarını istiyor.
Bu maddenin değiştirilmesi bize göre de elzemdir, hatta daha ileri giderek şunu teklif ediyorum: Din görevlileri vazife başında iken de kanunları ve hükümet icraatlarını kötüleyebilirler; onların kaçınması gereken şey, bir ideoloji veya siyasi partiyi tutarak diğerlerini kötülemektir, yoksa din, ahlak, ülke yararı bakımından tenkit etmek, kötüye kötü demek onların da hakkıdır, hakkı olmalıdır.
2. AK Parti, tasarının 224. maddesinde yer alan "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"a aykırı hareket edenlere 1 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören düzenlemenin istismar edilerek başörtülülerin cezalandırılması yönünde kullanılmasından endişe ediyor ve tasarıdan çıkartılmasını istiyor. Yürürlükteki TCK'da bu kanuna aykırı hareket edenlere ceza öngörülmüyor.
Vaktiyle "inkılap kanunları" başlığı altında birkaç yazı yazmış, bunların bir kısmının fiilen uygulanmadığını ve değiştiğini kaydetmiş, kanunda da değişiklik yapılması gerektiğini ifade etmiştim. Bugün kimse, kanunun öngördüğü yerlerde şapka giymiyor ve yasaklanan giysiler de yaygın olarak kullanılıyor. Şimdi bir de bunlara başörtüsünü ekleyerek ceza getirmenin alemi var mı? Eğer bunu Ak Parti iktidarı yaparsa halleri nice olur?
3.AK Parti, tasarının 115. maddesinde yer alan "Eğitim ve öğretimin engellenmesi" maddesinde değişiklik yapılarak "kanuna aykırı olarak eğitim ve öğretim hakkını engelleyenlere" ceza verilmesi yönünde düzenleme yapılmasını istiyor.
Bu madde de mutlaka değişmelidir. Üniversitelerde krallığını ilan eden rektörler, İmparator YÖK'ün de isteğine uyarak birçok öğrencinin canını bu maddeye dayanarak yakarlar, en masum giysi ve davranışı bile "engellemeye sokarak" öğrencinin ceza almasını sağlarlar.
4.AK Parti ayrıca, tasarının 308. maddesinde yer alan "temel milli yararlara karşı hareket" maddesinde, bu kavramın yoruma açık olması nedeniyle değişiklik yapılmasını istiyor.
Prof. Erdoğan, işaret ettiğim yazısında bu madde ile ilgili şu önemli tespitlerde bulunmuştu:
"...Temel millî yararlara karşı hareket" adı altında ihdas edilmiş olan suçu (m. 308) Türkiye Cumhuriyeti'nin "demokratik bir hukuk devleti" olmasıyla bağdaştırmak imkânsızdır. Demokratik devlet ilkesiyle bağdaşmaz; çünkü bir demokraside tartışılmaz, sabit bir "temel millî yarar" olmaz. Demokrasi tam da bu nitelikte olduğu iddia edilen politik tercihlerin veya nelerin bu nitelikte olduğunun tartışılması demektir. Buna rağmen, bir "millî yarar" kategorisi oluşturup ona aykırı görülen düşünce ve hareketleri suç haline getirmek, demokratik tartışmayı mahkûm etmek ve demokratik siyaseti imkânsızlaştırmaktır. Ayrıca, bu norm "yabancı kişi veya kuruluşlar"la malî portresi olan bir işbirliğine veya ortak faaliyete girişmeyi de açıkça zora koşmaktadır..."
Ceza kanunu önemli bir temel kanundur, asla aceleye getirilmemeli, ilgili platformlarda yapıldığı gibi mecliste de gerektiği kadar müzakere edilmeli, en az eksikle çıkması için çaba gösterilmelidir. Tamamen siyasi ve ideolojik muhalefet yüzünden meclisi engellemeyi "bu hayırlı çaba" dışında tutuyorum.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi