HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İrtica, BTK ve AKP

Türkiye'de hiçbir şey karşısında şaşkınlığa düşmemeye alışmak gerekiyor; ama yine de bazen olup bitenlere şaşırıyoruz. Bir gazetede şu haberi okuyunca siz şaşırmaz mısınız?
"İrticai hareket ve oluşumları kamu kurumlarında takip etmek amacıyla 1997 yılında kurulan Başbakanlık Takip Kurulu'nun (BTK) kurucusu eski müsteşarlardan Yaşar Yazıcıoğlu'nun AKP'den milletvekili adayı olmasının şoku yaşanıyor. BTK, önceki gün Başbakanlık Müsteşarı Füsun Koroğlu'nun başkanlığında toplandı. Toplantıda, kurulun oluşturulması dahil pek çok yasal düzenlemenin mimarı olan eski Başbakanlık Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu'nun sahip olduğu bilgilerle AKP'den adaylığı gündeme geldi. BTK'da görev yapan askeri kesim temsilcilerinin sert tepki göstererek, "O kapıyı tercih eden bir daha bu kapıdan adım atamaz" dedikleri öğrenildi.
Toplantıda üst düzey bir sivil bürokrat tepkisini şöyle dile getirdi: "İrticayla mücadelede sembolleşmiş bir kurumun kurucusu, ismi irticai faaliyetlerle özdeşleşmiş bir partinin saflarına katılıyor. Bu çok anlamlı bir çelişkidir. Acaba irticayla mücadelede bütün hedeflere ulaşıldı, mücadele sona mı erdi; yoksa BTK'nın kurucusu olan kişi artık irticayla mücadelenin gereksizliğine mi ikna oldu?"
BTK'da Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Maliye, Milli Eğitim bakanlıkları, Milli İstihbarat Teşkilatı, Diyanet İşleri Başkanlığı, YÖK, Emniyet Genel Müdürlüğü, MGK, Genelkurmay, Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi devletin temel kurumları üst düzeyde temsil ediliyor. Bu kurul, kamu kurumlarında irticâi hareket ve oluşumları takip ediyor. İçinde önemli bir yerleri olan iki memurdan birisi önce ANAP'tan, kazanamayınca da şimdi AKP'nden adaylık koyuyor; yani bu zata göre ülkenin kanunlarına uygun olarak kurulup faaliyet gösteren şu veya bu partiden adaylık koymanın, irticâ'ı takip etme görevine ters düşen bir tarafı yok; çünkü bir parti irtacâ'a kayarsa ülkenin savcıları harekete geçer ve parti kapatılır. Kapatılmadığı sürece de meşrudur, legaldir, herhangi bir suç ile suçlanamaz, ittiham edilemez. Diğer memura/temsilciye göre ise partiler arasında fark vardır; "irticâî faaliyetlerle özdeşleşmiş" partiler takip kurulunun kara listesindedir, bir üye o partilerin kapısından asla adım atamaz, atarsa kurulun kapısına yaklaşamaz. Böyle olmayan partilere gelince durum ve hüküm değişir.
Peki, "irticâî faaliyetlerle özdeşleşmiş" olmanın ölçüsü ne? Bu ölçüye göre bir partinin irticâ ile suçlanmasını/nitelendirilmesini kim, hangi delile dayanarak yapmış. Bu kurula göre AKP irtica ile özdeşleşmiş ise niçin hakkında soruşturma yapılmıyor ve kapatılması için teşebbüse geçilmiyor. Milyonlarca vatandaş partiye üye oluyor, yarın oy verecek ve belki de parti iktidara gelecek; buraya kadar sakınca yok da takip kurulunun bir üyesi partiye üye olunca mı sakıncası var? Böyle bir saçmalığın yer aldığı, kabul gördüğü bir mantık mı var? Takip kurulunun iki üyesi bu kadar farklı düşünüyor ve davranıyorlarsa bu kurulun takibine nasıl güveneceğiz. Peşin hükümlerle şahıslara irtica damgasının vurulmadığına, daha takip ve inceleme yapılmadan, kesin bilgi ve belgelere ulaşılmadan şahısların "mürteci olan ve olmayan" ayrımına tabi tutulmadığına nasıl inanacağız?
Devletin memurları, selahiyetli makamlardan, kanunlara uygun olarak aldıkları emirleri yerine getiriler; bunların arasında irticâî faaliyetlerin takibi varsa elbette bu da yapılacaktır. Ancak önce "irticâî faaliyet"in tanımlanması gerekiyor. Kurula göre hangi faaliyet irticâîdir; bunu biz bilmiyoruz. Ortada bir suç var, ama tanımı yok. Durum böyle olunca dakurulun bir memuruna göre irticâî olan diğerine göre olmuyor. Evet, sayın Yazıcıoğlu, şuna ikna olduğu, bundan vazgeçtiği için değil, muhtemelen girdiği partinin irticâî faaliyetlere bulaşmadığını bildiği (onun anladığı irtica ile bu partinin bir ilişkisinin bulunmadığı kanaatinde olduğu) için bu partiye girmiştir. Kazanamadığı takdirde, başka partilere girenler kurula dönebiliyorsa o da dönecektir. Kurulun kapısını bazı temsilcilerin şahsî anlayış ve değerlendirmeleri değil, hukuk açar ve kapar. Peşin hükümlerle gözü dönenlerin önce hukuka saygı gösterip sakinleşmeleri gerekiyor.
"Demokrasiyiveya şiddeti kullanarakdemokrasiyi ortadan kaldırma" teşebbüsü irticâ ise bunu, bir parti iktidara gelmeden önce beyanlarından, iktidara geldikten sonra da icraatından anlamak mümkün olur. Bunun dışında bir partiyi irtica ile suçlayanların hukuki delile ihtiyaçları vardır. İrtica, yukarıdaki tanımlamanın dışında bir kavram ise tez elden bunun açıklanması ve kanunlara konulması gerekir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi