HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


ONBİRİNCİ BÖLÜM

BAŞÖRTÜSÜ

Sevinenler ve üzülenler

Sözüm ona "İnsan Hakları" Mahkemesi'nin başörtüsü yasağını onaylayan (insan haklarına aykırı bulmayan) kararını, temyiz mahkemesi mahiyetinde olan Büyük Daire'nin de onaylaması karşısında üzülenler ve sevinenler oldu. Leyla Şahin daha tıp fakültesini bitirmeden mağdur olanlardan, fakülteleri bitirmiş, ihtisas imtihanını kazanmış, ihtisasın son safhasına gelmiş iken başörtüsü yüzünden mağduriyete uğramış kızlarımız da var. Ya kendisi böyle inandığı veya velisi inancı gereği engellediği için ilköğretimden sonra okula gidemeyen/gönderilmeyen binlerce kızımız üzüldü. Başörtüsü yasağı ile inanç ve uygulama bakımlarından bir meseleleri/ilgileri bulunmadığı halde insan hak ve özgürlüklerine destek veren birçok aydın üzüldü. "Çözümü sokakta değil, hukukta ve siyasette aramak gerekir, sabredin ve bekleyin, bu kurumlardan mutlaka çözüm gelecektir" diyenler üzüldü...Bunlar üzülenler.

Yasakçılar, insan hak ve özgürlüklerine şaşı bakanlar (ideolojik şartlanmışlık yüzünden bütünü göremeyenler, görmek istemeyenler), ülkemizde isteyen vatandaşların -kimseye zarar vermeden- kendi inanç ve anlayışlarına göre- dindarca yaşamalarından ve bu manada dindarlığın gelişmesinden rahatsız olanlar, devletin bütün inanç ve ideolojiler karşısında tarafsız olmasını değil, belli bir ideolojinin tarafı olmasını ve farklı olanlara karşı gücünü kullanarak bastırmasını savunanlar ve laikliği de böyle anlayıp yorumlayanlar... sevindiler.

Demek ki, Türkiye'de "tasada ve kıvançta birlik ve bütünlük" yok, bir taraf üzülürken diğer taraf seviniyor. Bu bir vakıa olduğuna göre gerçek manada, samimi olarak ülkede birlik ve bütünlük isteyenlerin "bu ayrım, bu bölünme, bu kamplara ayrılmayı teşvik eden durum" karşısında derin düşünmeleri, etkili tedbirlere yönelmeleri gerekmez mi? Bunu yapacak yerde "bir taraf sevinirken diğer taraf üzülüyor" diyenleri "halkı taraflara, kamplara ayırmakla" suçlamak gerçeği örtmek ve çözümü güçleştirmek değil midir?

Sevinçleri tavırlarından ve mimiklerinden okunan, gerekçeyi bile beklemeden acele ile açıklamalar yapan, "bu iş bitmiştir, kimse aksine hareket edemez, herkes hizaya gelsin..." nutukları atarak mağdurların yaralarına tuz biber eken yaşını başını almış önemli mevki adamlarının vicdanları hiç sızlamaz mı? Bu kadar mağdurun gözyaşları, yürekten gelen ahları karşısında hiç olmazsa sükut edecek kadar merhametleri de mi kalmamış!

Bu açıklamaları yapanlar, "Bu iş bitmiştir" diyenler, "Biz yasakladık, mahkeme de yasaklamanın insan haklarına aykırı olmadığını ortaya koydu, bizim yasaktan vazgeçerek çözüm getirmeye niyetimiz yok, bu sebeple yollar tükenmiştir" demiş oluyorlar. Peki yasağı kaldırsalar, "dine dayalı bir düzenleme" yaparak değil, hak ve özgürlükler adına ilgili mevzuattan "başı örtmek yasaktır" ibaresini kaldırsalar, belli mekanlarda başı örmeyi laikliğe aykırı saymasalar, böyle yorumlamasalar İnsan Hakları Mahkemesi gelip hesap mı soracak, "bu yaptığınız insan haklarına aykırıdır" mı diyecek, AB başı açmayı katılım ortaklığı belgesine bir şart olarak mı koyacak... Tabiî ki hayır, bu soruların tamamının cevabı hayır.

Öyleyse bu iş bitmemiştir. Bu yasağı kaldıracak, kılık kıyafet bakımından da Avrupa ölçüsünde bir özgürlüğü hayata geçirecek "hak ve özgürlük taraftarı" yöneticiler, yetkililer iş başına gelince yasak kalkacak ve "milli birliği sağlamada önemli bir adım teşkil edecek, birileri ağlarken diğerlerinin gülmesini değil, farklıların birbirlerinin haklarına saygı göstermelerini sağlayacak" çözüm gelmiş olacaktır.

Bu iş bitmemiştir ve bitmez; çünkü başını örtenler bir partinin, bir siyasi hareketin sembolü olarak değil, inançlarının bir gereği ve eğer sembol denecekse bunun sembolü olarak örtmektedirler. Ülkede "inancım başımı örtmemi gerekli kılıyor" diyen bir kız veya hanım bile kalsa bu iş bitmemiş olacaktır.

13 Kasım 2005
Pazar



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi