YÖK Direniyor YÖK başkanı kurulunu toplamış, hükumetin YÖK ile ilgili kanun tasarısını tartışıyorlar, karar ve tutumlarında zerrece değişiklik yok, "inadım muradım" dercesine, meslek liselerinden mezun olan gençlerimizin yüksek öğrenime geçişte uğradıkları haksızlığın devam etmesini savunuyorlar. Başkan bir hukukçu ve bir hoca olduğu halde hem hukukçuluğa hem de hocalığa yakışmayan bir yaklaşım sergiliyor; mağdur gençleri ikna etmek için demagoji yapıyor, sadede gelmiyor, mağduriyete temas etmiyor, "Meslek lisesi mezunları mağdur değil, aksine onlar avantajlı, biz onları kendi meslek alanlarında yüksek öğrenime imtihansız alıyoruz..." diyor. Sayın başkan, bunu bilmeyen yok, elbette teşvik için mesleki yüksek öğrenime onları imtihansız alıyorsumuz; ancak şikayet konusu bu değil, mağduriyet iddiası ve vakıası da bu değil. Sizden istenen, meslek lisesi mezunlarının başka alanlarda yüksek öğrenim yapmak istediklerinde puanlarının kısıtlanmaması, gasp edilmemesi, eşitiğin bozulmaması, adaletin yok edilmemesidir. "Mutlak eşitlik sağlamak isterken birçok problem doğuracak yollara gidiliyor" diyorsunuz; eşitlik, eşit şartlarda talep ediliyor, aynı şartları taşıyan insanlara eşit muamele yapılması isteniyor; buna mutlak eşitlik derken hukuk ve matık göz ardı edilmiş olmuyor mu? Meslek liseleri, adı üstünde iki özellik ve nitelik taşıyor; "meslek" ve "lise". Meslek dersleri alındığı için bu yönde bir yüksek öğrenime teşvik ediliyor ve imtihansız alınıyor veya puan daha yüksek bir katsayı ile çarpılmak isteniyor. "Lise" oldukları için de mezunları başka alanlarda yüksek öğrenim almak istediklerinde, diğer liselerin tabi olduğu şartlara tabi olsunlar isteniyor; asıl "eşitliğin bozulması" olayı, eşit şartları taşıyan ve eşit başarı gösteren iki gençten birine haksız ve farklı muamele yapınca, onun aldığı puanı, hak etmediği bir yüksek katsayı ile çarpınca gerçekleşmiyor mu? YÖK başkanı anayasanın 131. maddesine dayanarak üniversiteye kimin nasıl gireceğini belirlemek yalnızca bizim işimiz" diyor; evet adı geçen madde "Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek..." işini yöke veriyor, ama bunu nasıl yapacağını belirleyen kanunu çıkarma işini de yöke vermiyor, aynı maddenin devamında "Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunladüzenlenir" ifadesi yer alıyor, kanunu da kimin çıkaracağını hukukçu başkanın bilmesi gerekiyor. Sayın başkan ve sayın üyeler, rektörler! Ağzımızdan baklayı çıkarın, sizin asıl maksadınızın, İmam Hatip Lisesi mezunlarına, ilahiyat dışında yüksek öğrenimin kapılarını kapatmak olduğunu itiraf edin! Bu çalışkan, disiplinli, edepli, gönülleri vatan ve millet sevgisi ile çarpan, her alanda verdikleri başarılı hizmertlerle dikkatleri üzerlerinde toplamış bulunan gençleri öcü, şaibeli, potansiyel mürteci... olarak gördüğünüzü de açıkça söyleyin. Bu itirafı yaparsanız kendi açınızdan daha mantıklı ve tutarlı bir yola girmiş olursunuz, aksi halde çocuk kandırmaya yarayacak argümanlarla kamunun önüne çıkmak biraz ayıp oluyor. Hükumete de bir diyeceğim var, daha önce de yazmıştım, YÖK inadında devam ederse, cumhurbaşkanı ve anayasa mahkemesi engelleme yoluna giderse tez elden anayasa değişikliği de yapılmalı ve mağduriyete son verilmelidir. Başörtülü, başörtüsüz, meslek liseli, düz liseli, yoksul, zengin, doğulu batılı... bütün gençlerimizin, başarılı olmaları ve başardıkları sürece istedikleri yüksek öğrenimi yapabilmelerinin önündeki engelleri kaldırmak bu iktidarın tarihe geçecek misyonlarının başında gelecektir.
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|