HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Misyonerler Uyanık

Hıristiyanlığı yaymayı kendilerine bir ibadet-vazife bilenlerin, başka dinlerin mensuplarına yaklaşma yolları çeşitlidir; bunlardan bir tanesi de "diyalog" çerçevesine giren faaliyetlerdir. Örnek olarak Türkiye'yi alalım, bu ülkede İslam'ın bin yıllık bir mazisi ve buna bağlı olarak köklenmişliği var; ayrıca müslümanlar dinlerinden hoşnut, bir şikayetleri, dinden kaynaklanan ve hayatı çekilmez kılan veya zorluk çıkaran problemleri de yok; olsa bile dinleri içinde çözüm yolları mevcut. Böyle bir ülkeye misyonerler nasıl girecek, böyle bir iman topluluğuna nasıl yaklaşacaklar? Bunun bir yolu da şudur: İslam'a ve müslümanlara saygılı davranmak, ortak problemler için işbirliğini hedef seçmek, böylece müslümanların güven içinde kendilerini dinlemelerini, onlara kucak açmalarını sağlamak, sonra da çoğu kez çaktırmadan propaganda yapmak, aslında İslam'a aykırı olan söylemleri, terimleri, inançları, imajları azar azar (dozunda) kullanarak tepki çekmeden zihinlere ve kalplere yerleştirmektir. Vatikan'da müslüman olmayan halklarla ilgilenen bir sekreterin şu açıklaması bizim teşhisimizin önemli bir kanıtıdır: "Diyalogdan söz ettiğimizde açıktı ki, bu faaliyeti kilise şartları çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz...Diyalog da... Mesih'in sevgisini ve Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, kilisenin İncil'i yayma amaçlı misyonunun bir parçasıdır" (Gerçek Hayat, 20-26 Şubat, s.29'dan).
Bu sözlerden maksadımız diğer din mensuplarıyla ilgiyi kesmeyi, haksızlığa uğramış bir gurubun veya bütün insanlığın hayrına ve yararına olan konularda işbirliği ve yardımlaşma yapmaya yanaşmamayı tavsiye etmek değildir; yalnızca dikkatli olmaya, horoz şekeri ile aldatılarak tecavüze uğrayan çocuk durumuna düşmemek için uyanık kalmaya davet etmektir.
AB'ye girildiği, girilmese bile uyum kanunları çıkarıldığı ve uygulandığı takdirde din propagandalarına karşı tedbir alma imkanı da elden gidecektir; hatta bugünden gitmiştir. Karşı tarafın propaganda faaliyetlerine engel olamıyorsak, dinimizi korumak, insanımızın bilgisini arttırmak ve inancını pekiştirmek için sivil faaliyetler göstermemiz için de bir engel yoktur; engel gaflettir, tembelliktir, bazı önemli duyarlıkların zayıflamış olmasıdır.
Hıristiyan misyonerlerin istismar etmeye yeltendikleri bir konu da Hz. İsa'nın tekrar dünyaya geleceği inancıdır. Bu konuda bazı sahih hadislerin bulunduğu doğrudur, ama bu hadislerin ortak noktası olan "Hz. İsa tekrar gelecek" kısmı tevatür derecesinde olsa bile -ki, bu da tartışılabilir, tartışılmıştır- detaylarla ilgili haberler ( nasıl geleceği, hangi din ve şeriatla amel edeceği, neler yapacağı...) İslam inancı için yeterli olacak güçte hadislere dayanmamaktadır (detaylar konusundaki rivayetler mütevatir değildir). Yine de müslümanların genel olarak inandıkları husus, Hz. İsa'nın müstakil bir peygamber olarak değil, Son Peygamber Muhammed Mustafa'ya (s.a.) tabi olarak, onun tebliğ ettiği dine hizmet etmek için geleceğidir. /Ben bu "İsa ve Mehdi'nin geleceği ile ilgili rivayetler ve inançlar" karşısında şöyle düşünüyorum: Bunların -gelseler bile- ne zaman gelecekleri belli değildir, müslümanlar olarak bizim vazifemiz, bozulanı düzeltmek için Hz. İsa'yı ve Mehdi'yi beklemek değildir, ne böyle bir vazifemiz, ne de mazeretimiz vardır; bize, bulduğumuz imkanlar ölçüsünde ne yaptığımız ve ne yapmadığımız sorulacaktır. Hz. İsa olsun başka birisi olsun hiçbir kimsenin, yeni bir din getirme veya Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği dini kısmen yahut toptan kaldırma selahiyeti asla yoktur./ Hıristiyan ve Yahudilerle diyalog kurarken unutulmaması gereken bir şey de, peygamberler hakkındaki inançtır; biz müslümanlar Hz. Musa ve Hz. İsa'nın birer hak peygamber olduklarına, ama onların tebliğ ettikleri kitapların ve dinin değiştiğine inanıyoruz, ama Hıristiyanlar ve Yahudiler bizim peygamberimize inanmıyorlar; bu temel farkı unutmayalım.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi