HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İstişare Toplantısı

15-18 Mayıs 2002 günlerinde İstanbul'da yapılan "Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı"na katılanlardan biri de bendim. Program kitapçığının amaç bölümünde şunlar kaydedilmişti: "...sıkça tartışılan dini konular ile dini hayatımızda karşılaşılan problemleri sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturmayı ve toplumu din konusunda aydınlatmada müşterek bir bakış açısı geliştirmeyi amaçlamaktadır." Bu amacı onaylamamak mümkün değil. Gerçekte din konuları uluorta, olmayacak yerlerde ve sağlıklı olmayan şekillerde tartışılmakta ve bu tartışmalar bazı yayın organlarının reytingini arttırmanın ötesinde hiçbir işe yaramamakta; işe yaramak şöyle dursun dini hayata zarar vermekte idi. Halk bize sık sık başvuruyor, bu gidişe dur dememizi veya duruma Diyanet İşleri Başkanlığı'nın müdahale etmesini istiyorlar, bunların yapılmadığını düşünerek darlanıyor, kınıyor, şikayette bulunuyorlardı. Onlara hep şöyle diyorduk: "Biz yanlışlara cevap veriyoruz, ama bunu iyi niyetli yayın organlarında (televizyon ve gazetelerde) yapıyoruz, diğer televizyonlarda yapılan tartışmalara katılmak fayda yerine zarar getiriyor, meramınızı anlatmaya fırsat verilmiyor, ehliyetleri eşit olmayan insanlar eşit konumda konuşturuluyor, altın çakıla karışıyor ve çakıl değerinde alınıp satılıyor", "Diyanet müdahale edemez, ülkemizde basın/düşünce özgürlüğü var (?), Diyanet'in müdahale hakkı yok, o kurumda kendi yayın imkanlarını kullanarak dergisinde, kitaplarında, kendilerine tahsis edilen televizyon yayın saatlerinde doğrularını anlatmaya devam ediyor, onları dinleyenler bunları da dinlesin..." Evet bunları söylüyorduk ama yapılacak başka şeyler de vardı; işte bunlardan biri ve belki en önemlisi gerçekleşti, başta zikri geçen istişare toplantısı yapıldı.
Toplantıya çağrılanlar iyi düşünülerek belirlenmişti; dini konular üzerinde yazanlar ve konuşanlar, birbirine zıt görüş ve yorumlara sahip olanlar, Diyanet'ten ve üniversitelerden konuların uzmanları seçilmişti. Tartışılacak konuların -benim ifademle- hem usul (anlama ve hüküm çıkarma yöntemi) hem de fürû (sıkça tartışılan bazı güncel meseleler) olarak belirlenmiş olması da isabetli idi. Çünkü fürû konuları bitmez tükenmez konulardır; bunların çözümü konusunda bir usul birliğine varılmadıkça görüş ayrılıkları artarak devam edecektir. Sakat olan görüş ayrılığı değil, farklı görüşlerin makul ve meşru bir usule dayanmıyor olmasıdır. Birinci komisyonun tartışma konusu "dini metinlerin doğru anlaşılıp yorumlanmasında gelenekçi ve modernist yaklaşımlar ve toplumsal yansımaları" idi; yani usul konusu idi. İkinci komisyon "çağdaş dünyada kadın problemlerini", üçüncü komisyon "hac ibadetini", dördüncü komisyon da "ibadetler ile ilgili güncel tartışmaları" ele aldılar. Bu komisyonlarda varılan sonuçlar genel kurulda tartışılarak bütün katılanlar arasında bir uzlaşmaya, ittifak olmayan yerlerde de çoğunluk kararına ulaşmaya gayret edildi; usulde uzlaşma, fürûda ise çoğu ittifaklı sonuçlara ulaşıldı.
Gerek usul konusunda ve gerekse fürû konularında varılan sonuçların değerlendirilmesini gelecek yazıya bırakarak burada bir genel değerlendirme yapmak gerekirse şunları söylemek insafın gereğidir:
a) Şimdiye kadar ülkemizde ve belki de İslam dünyasında, hem konusu hem de katılanların nitelikleri bakımından bu mahiyette bir toplantı yapılmamıştır.
b) Daha önce aralarında bir uzlaşmaya varmaları imkansız gibi görülen kişiler bu toplantıda pekala birbirleriyle konuşabilmiş, meramlarını anlatabilmişler, her biri diğerini anlama ve farklı görüşünü karşılıklı tartışmalarla test, tadil, tasdik etme ve ettirme imkanını bulmuşlardır.
c) Tartışmalar uzmanlar arasında ve basına kapalı olduğu için işin içine his ve nefsaniyet daha az girmiş, giren miktarı da amaca ulaşmaya engel olamamıştır.
d) Bundan sonra din konusunda yapılacak açıklamaların makul ve meşru bir zeminde (usul çerçevesinde) yapılabilmesi için şartlar daha uygun hale gelmiştir.
e) Allah katkıda bulunanlardan razı olsun!

Buraya kadar genel olarak tanıtıp değerlendirdiğimiz "İstişare Toplantısı"nın şimdi içeriğine girerek başka bir açıdan değerlendirmesini yapacak, bunu da alınan kararlardan (sonuç bildirgesinden) geniş ölçüde aktarmalar yapıp kendi düşüncemizi de ekleyerek icra edeceğiz.

Usul/yöntem ve ilkeler:
"Bilimsel yöntemlerle çözümlenmesi gereken bu problemlerin kamuoyu önünde tartışmaya açılması, sağlıklı çözümlere ulaşmayı engellediği gibi toplumda zihinsel bir karmaşaya yol açmakta ve halkımızın dini duygularını rencide etmektedir."
Doğru.
"...önerilen çözümlerin dinine bağlı halkımızı ikna ve tatmin edebilmesi için, spekülatif beyanlar yerine hem geleneksel tecrübeyi hem de çağdaş gelişmeleri dikkate alan bir yöntemden hareket edilmesinin bir zorunluluk olduğu açıktır."
Doğru.
"Dini metinlerin (Kur'an ve hadisler) anlaşılması ve yorumlanmasında izlenen yöntemleri "gelenekçi" ve "modernist" şeklinde ikili bir tasnif içinde ele almak yönlendirici ve yanıltıcı olabilir. Anlama ve yorumlama konusunda İslam bilginlerince ilk dönemlerden itibaren geliştirilen klasik yöntemlerin yanı sıra çağdaş yöntemlerden de yararlanılması gerekir."
Toplantının başında bu "gelenekçi, modernist" ayrımına itiraz edilmiş, bunun yerine "farklı yaklaşımlar" ifadesi teklif edilmişti. Sonuç bildirgesinde uygun olan ifadeye ulaşılmış oldu.
"Dini metinlerin anlaşılmasında ve yorumlanmasında öznellik belli ölçüde kaçınılmaz ise de, metinlerin lafzî delaleti, İslam toplumlarının tarihsel tecrübesi ve bu tecrübenin ana gövdesini oluşturan icmâ anlayışı bu öznelliği en aza indiren unsurlar olarak görülmelidir."
Bu madde yorumlama ve anlamada lafzî delalete, içinde büyük fıkıhçıların çözümleri ile ümmetin uygulaması da bulunan tarihi tecrübeye ve bu tecrübenin ana gövdesini yansıtan icmâ'a yer vermesi bakımından önemlidir.
"Dile getirilen görüş ve çözüm önerilerinin birer kişisel yorum olduğu ve başka görüşlerin de teorik olarak doğruluk imkanına sahip bulunduğu belirtilmek suretiyle herhangi bir yorumun mutlak hakikat olarak algılanmasına yol açacak üsluplardan kaçınılması ve muhataba tercih imkanı ve hareket alanı bırakılması..."
Bu madde iki aşırı yaklaşımı engelleyici niteliktedir: a) Klasik yorumları (ictihadları, mezhep hükümlerini) tek dini doğru olarak anlayan, takdim eden ve bunlara uymayanları dışlayan yaklaşım. b) Çağdaş, modern, bilimsel gibi süslemelerle takdim edilen yeni görüşleri -eskilerin yerine geçmesi gereken- tek doğru olarak takdim eden yenilikçilerin yaklaşımı. M. Akif merhum ne diyordu? "Biz her eskiyi eski diye atmayız, kötü ise atarız; her yeniyi de yeni diye almayız, iyi ise alırız."
"İslam'ın temel kaynağının sadece Kur'an olduğu, Sünnet'in kaynak değeri taşımadığı izlenimine yol açacak üslup ve söylemlerden kaçınılması..."
Tartışmalar sırasında Sünnet'in kaynak değeri bulunmadığını ifade eden arkadaşların iyi niyetli oldukları, dinin özünü korumayı, Allah'ın maksadına uygun anlaşılması ve yaşanmasını sağlamayı amaçladıkları anlaşıldı. Aynı amaçta bütün katılanlar hemfikir idiler. Farklı yaklaşım "Sünnet'e kaynak değeri olma niteliği tanındığında bunun, dini koruma amacına ters düşüp düşmeyeceği ile ilgili idi. Yapılan müzakereler ve münakaşalar sonunda "sahih ve dini açıklamaya yönelik sünnet"in dinde vazgeçilemez bir unsur olduğu ve usulüne uygun kullanıldığında zarar değil, yeri doldurulamaz faydalar sağladığı görüşü ağır bastı ve bu görüş yukarıda gördüğümüz üsluba bürünerek sonuç bildirgesine girdi.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Tarihe Göre:
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler Tarihe Göre: Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi