HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Ramazan Konuşmaları (3)
Siyah kanallarda Ramazan'ı karartmak, bu yapılamazsa "fırsat bu fırsat" diyerek İslâm'a yönelik kötü amaçları gerçekleştirmek üzere seçilen başat konular şunlardı: Din-dünya (din-siyaset) ilşikisi, İslâm ve demokrasi, anadilinde ibâdet, kadın, din ve değişim. Bunlardan bazılarını daha önceki yazılarımızda ele almış, tahlil ve tenkit etmiştik. Diğerlerine gelince:
1. Din dünya, din-siyaset ilişkisi konusunda empoze etmeye çalıştıkları inanç ve düşünce, "dinin iman, ibâdet ve ahlâktan ibaret bulunduğu, dünya hayatının düzenlenmesinin akla ve bilime bırakıldığı, Kur'an'da geçen bazı düzenlemelerin o günün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğu ve bugünün müslümanlarını ilgilendirmediği" şeklinde özetlenebilir. Bu anlayışın delîlleri nedir diye sorulduğunda nakli (âyet ve hadîs) olarak zikrettikleri bir şey yok. Âyetler ve hadîsler, ilâhî-dînî hükümlerin beşer tarafından değiştirilmesine izin vermiyor. Aklî delîl olarak ise "insan hayatında en temel kuralın değişme olduğunu, değişen hayatın ihtiyaç ve problemlerine, değişmeyecek olan naslarla çözüm getirmenin mümkün olmadığını" ileri sürüyorlardı.
Dinin en önemli unsuru elbette inançtır. Ama bu inancın içeriğinde Allah ile kul ilişkisi vardır; Allah'ın yarattıklarına, onların iyiliği, iki cihanda sâadetleri için bazı emirleri ve yasakları, tavsıyeleri, teşvikleri, verdiği bilgiler vardır, bunların bir kısmı da dünya hayatı ile (insanın diğer insanlarla, toplum ile ve eşya ile ilşkilerine ait olanlar, hukuk, siyaset, ahlâk...ile) ilgilidir. Esasen hayatın bir alanını diğerinden, su geçirmez kaplar gibi ayırmak mümkün değildir. Ayrıca nasıl eski Yunan'dan, Roma'dan beri devam eden siyasî ve hukûkî ilkeler, kurallar, normlar varsa ve bunlar, insanların değişmesine rağmen değişmemiş ise dinin buyruklarında ve öğretilerinde de böyle değişmezlerin bulunması tabîîdir. Peygamberlik sona erdiğine göre hiçbir insanın, âyet ve hadîslerin kesin, bağlayıcı ifadeleriyle sabit olmuş kuralları değiştirmeye hakkı olamaz. Bunun iki istisnası vardır: 1. Âyet ve hadîste, hükmün değişmeye açık olduğunu gösteren bir işaretin bulunması. 2. Olağan dışı durumlar sebebiyle uygulamanın zarar vermesi. Eğer bu kurallar, emir ve yasaklar uygulandığı takdirde fert ve cemiyete zarar veren bir durum orataya çıkarsa -ki, normal hâllerde böyle bir şey olmaz- o zaman zarûret ilkesi devreye sokulur ve zararlı olan uygulama askıya alınır. Ama vahiy ile gelmiş, değişme kâbiliyeti taşıdığına dair bir delîl ve işaret bulunmayan, uygulandığı takdirde bir zarar da sözkonusu olmayan kurallar, ilkeler, sadece "her şey değişiyor bunlar da değişsin" veya "filân topluluk farklı kurallara sahip, onları uyguluyor, biz de öyle yapalım" diye değiştirilemez.
2. İslâm ve demokrasi: Demokrasiyi yalnızca yöneticiyi halkın seçmesi, gerektiğinde değiştirmesi ve yönetimde halka danışılması gibi birkaç unsura/esasa indirgeyen bazı İslâm modernistleri "İslâm eşittir demokrasi" demekten çok hoşlanıyorlar. Ama gelgör ki, günümüzde demokrasi, halkın kendini idaresi şeklinde tanımlanmıyor, bu tanımlama demokratik sistemi ifade etmiyor. Tanıma giren daha önemli unsurlar var: Bireyin hak ve özgürlükleri, egemenliğin halka ait olması, yönetime katlılım, dinin dünya işine karışmaması... Bu unsurları İslâm'ın aynasına tutarsak önemli farklılıklar bulunduğunu görürüz: Bir kimsenin hem müslüman hem de demokratik anlamda özgür olması mümkün değildir. İslâm ve teslim, insanın bazı özgürlüklerinden Allah için vazgeçmesi, fedakârlık etmesi, beşerî arzularına değil, Allah'ın irâde ve rızâsına boyun eğmesi demektir. Demokraside halkın kayıtsız şartsız egemenliği, yalnızca kırallara, hükümdarlara, seçkinlere karşı değil, aynı zamanda Allah'a karşı da ileri sürülmüştür. Bu mânâda demokrasi, dünya hayatında yönetime dini ve Allah'ı da karıştırmamak demektir. Yasalar yapılırken, uygulanırken, insanlar yargılanırken, yönetim denetlenirken yalnızca halkın (o da nasıl oluyorsa) irâdesi geçerli olacaktır. "Halkın çoğunluğu kendi irâdeleriyle dinin referans olmasını kabûl ederse, 'Biz serbest irâdemizle Kur'an'a başvurulmasını istiyoruz' derlerse hem din hem de demokrasi örtüşmüş olmaz mı?" sorusuna demokrasi cephesinden şu cevap verilmektedir: "Halkın irâdesi böyle tecellî ederse bu demokrasiden vazgeçmek anlamına gelir, bu sebeple böyle bir irâde geçerli olmaz; yani halkın irâdesiyle de olsa din referans olarak alınamaz." Bu gerçekler ortada iken ikide birde demokrasi ile İslâm'ı eşitleme teşebbüslerini anlamak mümkün değil!
Ben bir müslüman olarak şöyle düşünüyorum: İslâm dini, insan için hayırlı olan hak, özgürlük ve ödevleri kısmen belirlemiş, belirlemediklerini de ictihada (verdiği örneklere bakarak sonuç çıkarmaya) bırakmıştır. Bunlar uygulandığı takdirde -İslâm'a ve müslümanların inançlarına göre- bütün insanlar dünyada olabildiğince mutlu ve huzurlu olurlar, âhirette ise hak dine inanan ve bu inanca göre yaşayanlar mutluluğu elde ederler. Eğer dünyanın veya ülkenin şartları böyle bir uygulamaya imkân vermiyorsa müslümanlar, şu veya bu rejimi, zorlayarak "İslâm'a göre meşrû veya İslâmî" diye nitelemek yerine, zarûrî olarak kabûllenir, o sistem içinde kendi inançlarını yaşamanın yollarını ararlar. Mevcut sistemler içinde, bir müslümanın inancına göre -olabildiğince- yaşaması için en uygun sistem -kitabın kavlince anlaşılıp uygulanmak şartıyla- demokrasi olabilir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler