HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


İddia ve İsbat
İslâm adına hareket eden bir örgütün -bilinen fakat adı bilinmeyene, faili meçhûle çıkan- cinâyetleri zamanı geldiği için ortaya çıkınca veya çıkarılınca zaten bitmemiş olan bir tartışma yeniden alevlendi. Tartışmanın bir tarafı "Türkiye'de en büyük tehlikenin rejimi değiştirmeye yönelik irticâ" olduğunu, diğer tarafı ise "en azından birinci veya en büyük sayılacak ölçüde böyle bir tehlikenin bulunmadığını" ileri sürüyordu. Birinci taraf örgütün faâliyetlerini delîl göstererek hem iddialarının sabit olduğunu yazıp söylemeye başladılar, hem de İslâmî kesimi yalancılıkla, tehlikeyi gizlemekle, takiyyecilikle, gafletle suçladılar. Eğer bir ayırım yapılıyorsa kendisini İslâmî kesimin yazarlarından biri olarak gören ben, yukarıdaki suçlamalardan hiçbiri ile kendim arasında ilişki kuramıyorum. Diğer arkadaşların da çoğunlukla böyle oldukları kanâatindeyim. Baştan beri şunu söyledim ve yazdım: Türkiye'de yaşayan insanların büyük çoğunluğunu teşkil eden müslümanların kâhir ekseriyeti, demokratik bir yönetim içinde daha özgür bir dînî hayata imkân tanınmasını isterler. Meselâ yapılan bir araştırmaya göre yüzde yetmişten fazlası, isteyen kızın ve kadının başını örterek çalışması ve okumasından yanadır. Ekseriyeti teşkil etmeyen bir gurup müslüman, yine demokrasi içinde dînin daha geniş bir alanda yaşanabilmesi için gereken düzenlemelerin yapılmasını talep ederler: örtünme, faizsiz finans, dîne göre mûteber olduğuna emin olacakları nikâh, sivil toplum örgütlenmesi, din eğitim ve öğretimi, düşünce ve inancın açıklanabilmesi... bunlara örnektir. Daha az sayıda bir gurup demokratik yoldan İslâmî dedikleri bir sisteme geçilmesini isterler ve bunun için faâliyet gösterirler. Sayıları bunlardan da az olan bir gurup müslüman ise gerektiğinde güç kullanarak İslâmî sisteme geçmenin farz olduğuna inanırlar. Meşrûiyet kaynağı/ölçütü olarak İslâm'ı; bu dînin kitabını ve öğretisini kullanan hiçbir gurup, masûm insanları öldürmek ve işkence yapmak, Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı mala, cana, namusa tecavüz etmek ve bu eylemlerle ortalığa dehşet saçmak mânâsında terörü araç olarak kullanamaz. Başka bir deyişle bunu araç olarak kullananları İslâmî kesime katmak ve oradan gelen bir tehlike olarak sunmak doğru değildir. Terörü kullanmaksızın, devletin güçlerine karşı güç kullanarak rejimi değiştirmek isteyenlerin sayısı ne kadardır, bunların ellerindeki güç nedir, bu soruların cevabına göre de bunların ifade ve temsil ettikleri tehlikenin boyutu nedir? İşte bu soruların, siyaset yapmadan, abartmaya kaçmadan, sağlıklı ve güvenilir verilere dayalı olarak cevaplandırılması gerekiyor. Bizim bu sorulara cevabımız şu olmuştur: Bu gurubun sayısı azdır, güçleri yetersizdir, her an engellenebilmeleri mümkündür, ayrıca bu ülkede yaşayan müslümanların tamamını, fiilen veya potansiyel olarak bunlardan göstermek büyük bir haksızlıktır.
İrticâ'ı ülkenin en büyük tehlikesi olarak gösterenler hep sapla samanı birbirine karıştırdılar. Namaz kılandan başını örtene, parti kurandan ticaret yapana, kitap ve gazete basandan okul açana, Kur'an kursu öğrencisinden İmam-Hatip mezunu kaymakama kadar büyük bir kitleyi -hiçbir isbat delîline dayanmadan- aynı kategori içinde değerlendirdiler ve potansiyel tehlike içine aldılar. Bize göre bu yol çıkmazdır, ülkeye iyilik, dirlik, düzenlik getirmez. Doğru olan, hak ve özgürlüklerin sınırlarını modern demokrasilerin öngördüğü ölçülere getirdikten sonra, potansiyel suçluları değil (çünkü böyle bir kavram hukuka aykırıdır) fiili suçluları bulmak ve cezâlandırmak, geri kalanları, aksi hukuka göre sabit oluncaya kadar ayırmamak ve suçlamamaktır. Bir de, güç kullanama sözkonusu olmadıkça düşünceyi suç saymamaktır. Bırakın birileri halkın oyunu alarak faşizmi, diğerleri komünizmi, şerîatı iktidar yapmak için demokratik vasıtaları kullansınlar. Bunların açık olması gizli olmasından evlâdır, ayrıca sisteminize güveniyorsanız -zor kullanma sözkonusu olmadıkça- korkmanıza da gerek yoktur.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Makale
Sonraki Makale
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Makale Sonraki Makale İçindekiler