HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Cinler, Gayb Bilgisi Ve Yıldız Kayması

Gayb bilgilerine muttali olmayla ilgili bir sorumu ve müşkilimi çözmenizi sizden istirham ediyorum. Vakit ayırır ve bu soruma cevap verirseniz çok memnun olacağım. Şimdiden Allah razı olsun.
Geçenlerde STV deki bir programınızı 'burçlar'la ilgili bölümünden itibaren izleme şansını yakaladım. Bu bölümden önce sorumun cevabı geçmişse bilemeyeceğim. Ancak benim bu sorum sizin programınızı seyretmeden önce de zihnimde cevap bekleyen bir müşkildi. Bu problem ise aşağıda vereceğim hadisleri okuduktan sonra oluştu. Hadis-i Şerifler şöyle:
A- İbn Abbas (r.a.)dan, o da Ensar'dan bir sahabeden: "Onlar bir gece Peygamber (s.a.v.) ile beraber otururlarken bir yıldız kaydı ve ortalığı aydınlattı. Onlara sordu:
-Siz Cahiliye'de böyle yıldız atlamasına (kaymasına) ne derdiniz?
-Allah ve Resulu daha iyi bilir. Ancak biz Cahiliye döneminde böyle bir olayda şöyle derdik: "Galiba büyük bir adam doğdu. Ya da büyük bir adam öldü."
Bunun üzerine şöyle buyurdu: "O ne bir adamın doğumuna ve ne de bir adamın ölümüne kaymaz. Lakin Rabbimiz Teala bir şey takdir ettiği zaman, Arşın taşıyıcıları olan melekler tesbih eder. Sonra bunları takiben gelen sema ehli tesbih eder. Nihayet tesbihler dünya seması ehline kadar ulaşır. Sonra Arşın taşıyıcılarını takip edenler Arşın taşıyıcılarına sorarlar: 'Rabbiniz ne dedi?' Onlar da Rablerinin ne dediğini onlara bildirirler. Göklerin ehilleri birbirlerine sora sora nihayet bilgi bu dünya seması ehline ulaşır. Cinler gizlice kulak verir ve bu haberi dostlarına iletirler. (Ancak bu esnada yıldızla) taşlanırlar. Aldıkları gibi hiç saptırmadan onlardan gelen haber doğru olur. Ne var ki onlar o haberi aktarırlarken kendilerinden de yalan bir şeyler ilave edip öyle aktarırlar" Müslim, Selam, s. 1750-1; Tirmizi, (3224)
B- Aişe (r.a.) dan: Peygamber (s.a.v.)'e kahinler hakkında sordular; "Onlar hiçbir şey değildir." buyurdu. Dediler ki:
-Ey Allah'ın Resulü onların bazen söyledikleri doğru çıkmaktadır!
-Bu doğru olan sözdür. Cin onu kapıp dostunun kulağına söyleyiverir. Ne var ki onunla birlikte yüz tane de yalan katar.
Ahmed (V, 87); Buhari, Tıb, 47, V, 28; Edep, 117, V, 123; Tevhid, 57/2, V, 218; Müslim, Selam, 12-3, s. 1750
Diğer taraftan Hicr Suresi, 15/16-18. ayeti kerimelerde şöyle buyuruluyor:" Andolsun, biz gökte birtakım burçları yarattık ve bakıp temaşa edenler için onu süsledik. Onlaı, taşlanmış her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir ateş alevi düşmüştür."
Malumunuz aynı konuda Saffat, 37/8-10 ayetleri de mevcut.
Yukarıdaki hadisler bu ayetlerin bir tefsiri, açılımı gibi görünüyorlar. Ayette peşlerine ateş alevi düşen, gaybî haberleri çalan cin/şeytanlarının yanıp kül olduklarına dair bir sarahat yok. Hadisler de zaten bu noktadan sonraki durumu açıklığa kavuşturuyor.
O halde, temel sorum şu; Bu hadislerle gaybı sadece Allah'ın bilebileceğine dair ayetler birbirini nakzetmiyor mu? Aradaki bu çelişki gibi görünen problemi nasıl çözeceğiz? Gaybî bilgileri kategorize etmemiz mi gerekecek? Hatırladığım kadarıyla mutlak gayb nisbî gayb diye bir ayrımdan söz ediliyordu...?
Diğer taraftan cinler yoluyla bazı doğru bilgilerin alındığına dair değerlendirmeleri de hep duyuyoruz ki söz konusu ettiğimiz hadislerle bu iddialar örtüşüyorlar gibi?
İnşaallah zihnimdeki problemi doğru ve vazıh bir şekilde ortaya koyabilmişimdir. Hakkınızı helal edin.


Cevap:

Konu ile ilgili hadis rivayetlerinde verilen bilgilerin -detay bir yana- özüne baktığımızda ve bunları, bir yandan aklî ve kesin bilgiler, diğer yandan Kur'an âyetlerinin ışığında değerlendirdiğimizde Resûlullah'ın (s.a.), Cahiliye devrinde olduğu gibi bugün de devam eden bir takım batıl inançlar ve gaybı bilme iddialarını reddettiğini görüyoruz. Peygamberimiz, bugün de sık sık tekrarlanan "ama cincilerin, falcıların, medyumların...bazı dedikleri doğru çıkıyor" şüphesine de bir açıklama getiriyor. Bu açıklamanın özü şudur: Her şey Allah'ın ilmi, iradesi, kudreti ve yaratması ile olur. Allah Teâlâ madde âleminde yapacağı, yaratacağı bazı şeyleri meleklere bildirir, onlara vazifeler verir. Meleklerin bulunduğu ve bu bilgilerin alıp verildiği semâ, melekler âlemi (âlem-i melekût), yıldızlar gibi maddî varlıkların bulunduğu sema (maddi evren) değildir. Maddenin bittiği, arş ile ayrılan (arşın sınır olduğu) rûhânî (fizik ötesi) semadır. Cin şeytanlar, bu rûhânî, gayr-i maddî semaya sokulmazlar. Sonra yaklaşarak girmek istediklerinde ateş topuna benzer bir silahla ateş edilerek uzaklaştırılırlar. Ancak yaratılışları icabı sınıra kadar yaklaşınca bazı bilgi kırıntılarını, kulak hırsızlığı yoluyla elde ederler. Elde ettikleri bilgi az, eksik ve yetersizdir; bu sebeple onların gaybı öğrendikleri ve bildikleri söylenemez. Bu eksik bilgilerin yanına birçok yalanı, hurafeyi, batıl inanca esas teşkil eden bilgiyi katarak insan şeytanlarına (falcılar, kahinler, cinciler...bunlara dahildir) bildirirler. İşte insan şeytanlarının söylediklerinden bir kısmının doğru çıkmasının sebebi budur; yani doğru kısım, meleklerden çaldıkları kısımdır, yalan ve yanlış kısım ise kendilerinin uydurup adamlarına bildirdikleridir.
"Onları, taşlanmış her şeytandan koruduk" şeklindeki çeviri bize göre isabetli değildir. Zamiri semaya ait kılarak "Onu...koruduk" şeklinde çevrilmesi gerekir. Korunan maddi yıldızlar değil semâdır; yani meleklerin yeri olan ve şeytanların sokulmadığı madde ötesi âlemdir.
Yıldız kayması, göktaşları, gökte yanıp parlayan ve sönen gazlar...ile "cin şeytanlarının madde ötesi semadan kovulması için kullanılan ve mahiyeti de (ne olduğu da) bizce bilinmeyen silah"ı birbirine karıştırmak doğru değildir. Peygamberimiz (s.a.) yıldız kayması ile ilgili bir Cahiliye inancını reddederken "şeytanlara karşı kullanılan ateş topu misali silah"tan da söz ettiği için bu ikisi birbirine karıştırılmış olmalıdır. Âyetlerde "şeytanlara karşı kullanılan silah"ın yıldız veya yıldız kayması olduğu söylenmiyor. Hadislerde böyle ifadeler veya îmâlar var; ancak mütevatir olmayan haberler (hadisler) itikad ve kesin bilgi için yeterli değildir; yani bilgi kaynağı olmaz.
Müslümanların, âyet ve hadislerin lafzı yanında amacını da göz önüne almaları, inanç ve davranışlarını buna göre ayarlamaları gerekir. Hadislerin asıl amacı olan "Cahiliye inanç ve anlayışlarının reddini, asılsız olduğunu" öğrenecek ve hala devam eden bazı saçmalıklardan kurtulacak yerde, din ve dünya hayatlarıyla bir ilgisi bulunmayan "ateş topu" silahının ne olduğunu merak etmeleri, yıldız kayması ile bunlar arasında aynılık ilişkisi kurmalar da düşündürücüdür.
Gayb bilgisi, gözle görülemeyen, daha doğrusu herkeste bulunan tabîî bilgi araçlar ile elde edilemeyen bilgidir. Bu da ikiye ayrılır: Mutlak ve nisbî (göreceli). Kıyametin ne zaman kopacağı mutlak gayba örnektir, bunu Allah'tan başkası; tabîî olsun, icat edilmiş bulunsun hiçbir araç ile bilemez. Yağmurun ne zaman yağacağı, rahimde çocuğun varlığı ve cinsiyeti ise göreceli gayba örnektir; bu bilgiler tabîî araçlara göre gayb bilgisidir, meteorolojik ve tıbbî araçlara göre insanların elde edebileceği bilgilerdir. Bu çeşit gaybı (göreceli gaybı), araçlar vastasıyla bilmek mümkündür; ancak bunu bilmekle insanlar gaybı bilmiş olmazlar; çünkü araç icat edilince onunla ilgili bilgi "gayb bilgisi" olmaktan çıkmıştır.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Kelime İndeksi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler Kelime İndeksi