HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Başörtüsü yasağına karşı
7. Şu ana kadar hep başörtülü kız öğrencilerin ne yapmaları gerektiği üzerinde konuşuldu daha çok... Peki başörtülü kızlar için neler yapılmalı? Ebeveynler ne yapmalı, işadamları, siyasîler... ne yapmalı? (Meselâ her iş adamı, imkânları ölçüsünde bir ya da birkaç kişinin eğitimini tamamlamasını sağlasa ya da işten atılanlara iş sahası açsa?..)
Cevap:
Gerçekten de öyle, her soran sorumluluğu bir başkasının omuzuna atabilmek için kaçacak delik keşfine çıkarak soruyor; "Kızlar ne yapmalı, bu devirde okumadan olur mu, başı kapalı okumalarına izin vermediklerine göre ne yapmalılar...?" Soruların çoğunda aranan cevap da bellidir: "Tabîî, açıp okumalılar, açıp çalışmalılar, başka çare yok...". Bazıları da sıcak koltuklarında çaylarını yudumlarken aç ve üşümüş olarak okullarının önünde bekleyen kızlarımız ile onları destekleyen erkek kardeşlerini takdir ettiklerini söylüyor, "Dayanın çocuklar, aferin!" diyorlar. Tıpkı fil ile sineklerin hikâyesinde olduğu gibi. Bir yerde sinekler, en verimli doyum yerleri olan filin vücûdunda otlanırken onun hortum sallaması yüzünden verdikleri kaybı ve önleyici tedbirleri görüşmüşler, sonunda hep birlikte file hücûm ederek onu hüküm altına almaya karar vermişler. Binlerce sinek filin üzerine konunca hayvan rahatsız olmuş, hortumunu sağa sola bir iki sallamış, binlerce sinek telef olmuş, kalanlar hemen kaçmışlar, yukarıda bir yerde toplanıp aşağıya bakmışlar, bir de ne görsünler, sineklerden biri filin hortumundan içeri girmiş, bir yere tutunmuş onu dehşetli rahatsız ediyor, fil hortumunu sallıyor ama nafile, içerideki sineğe zarar veremiyor, yukarıdakiler bu azim ve azimetten ders alarak arkadaşlarının yardımına koşacak yerde hep bir ağızdan sineğe bağırmaya başlamışlar: "Ye onu, ye onu, ye onu...!" Okullarının önünde bekleşen mağdurların yanında binlerce velî olsaydı onlar mağdur olurlar mıydı?
Kızlara ne yapmalı?
a) Onlara karşı yapılan haksızlığı ortadan kaldırmak için elden gelen -meşrû ve makûl- bütün tedbirlere kesintisiz başvurulmalı.
b) Maddî ihtiyaç içinde olanlara bu bakımdan yardım etmeli. (Bu vesîle ile başörtüsü mağdurlarına ikinci eş olmalarını teklif edenler varsa bunları şiddetle kınıyorum.)
c) Analar babalar çocuklarına, başlarını açarak okumaları için baskı yapmamalı, onlara bağladıkları maddî ümitleri varsa bunları, servet sahibi başka insanlar karşılamalı.
d) Başörtüsü mağdurlarına hem öğrenimlerini tamamlamak hem de iş bulmak için başka seçenekler bulmak ve oluşturmak üzere sivil oluşumlar ve teşebbüsler yapılmalı.
e) Mağdurlar için iş ve hizmet alanları oluşturulmalı, onlara öncelik verilmeli.

8. Normal şartlar altında kadın ya da erkeğin peruk kullanmasının hükmü nedir? Olağanüstü durumlarda, kadının peruk takması örtünme yerine geçer mi? Peruk kullanmaya cevaz verilecek bir durum var mıdır?

Cevap:
Başı kel, yaralı bereli, görüntüsü rahatsızlık veren insanlar bu görüntüyü kapatmak üzere insan saçı dışında malzemelerden yapılmış peruk kullanabilirler.
Başı namahreme (yabancıya, saçı görmemesi gereken kişilere) karşı örtmek için başörtüsü yerine peruk kullanılamaz; çünkü peruk, örtüneni aynen gösteren, açık olduğunda verdiği manzarayı ve etkiyi veren bir araçtır. Bir kadının, vücut çizgilerini aynen veren, gösteren dar elbise (meselâ pantolon) giymesi bile câiz değildir; içeride kalan vücûdun çizgisini yansıtan giysi câiz olmayınca, yalnızca çizgiyi değil, şekli, rengi ve etkiyi de veren giysi elbette câiz olmaz.
Bir bayan, güvenilir bir âlimden, içinde bulunduğu zarûret hali sebebiyle fetvâ almış olursa onun yapacağı şey, mecbûr olduğu yerde başını açması, oradan ayrılınca kapatmasıdır. Peruk ona da gerekli değildir. Bir bayan için zarûret haline bir örnek verelim: Bir iş yerinde çalışan bayan oradan ayrıldığı takdirde iş bulamıyorsa, aç ve açıkta kalıyorsa, iş yerinde de başını örterek çalışmasına izin verilmiyorsa, örtülü olarak çalışacağı işi buluncaya kadar başını açarak çalışabilir. Bu durumda ona günah yoktur; günah kimindir diye sorulacak olursa, ona başını açmasını emredenlerindir, işi terk etmesi halinde iş veya aş temin etmeyenlerindir, bu haksız baskıları ortadan kaldırmak için çalışmayanlarındır.
Zarûret böyle bireyin kendine ait bir ihtiyaçtan kaynaklandığı gibi müslümanların cemâat ve cemiyetini ilgilendiren bir ihtiyaçtan da kaynaklanabilir. Zarûretin takdiri, tâyini, uygulama şartları, alanı ve şekli mutlaka işi bilen ve güvenilir kişilerle danışılarak belirlenmelidir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Bu Kitapta:
Önceki Başlık
Sonraki Başlık
İçindekiler
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Bu Kitapta: Önceki Başlık Sonraki Başlık İçindekiler