HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Herkes eteğindeki taşı dökmedikçe olmaz [Editör: 15 Temmuz sonrası tartışmalar - 11.08.2016]

Ülkenin halkına, toprağına, bağımsızlığına, iradesine karşı bir kalkışmayı bu milletin öz çocukları canı pahasına önledi, şimdi de bu felaketin tekrarlanmaması için gerekli tedbirler alınıyor.

Siyasi partiler ve farklı siyasi görüş, hayat tarzı ve ideoloji sahiplerinin darbe teşebbüsü karşısındaki tavır ve tutumları farklı olduğu gibi bu farklılık isyanın seyrine göre de değişiklikler gösterdi.

Bütün halkımız değil, ama belki çoğunluk normal zamanlardaki ihtilafları bir yana bırakarak bu belanın defedilmesinde birleştiler; bu durum şükranla kaydedilmesi gereken bir gelişmedir, ancak “milletin çoğunu tehdit eden tehlike savulduktan sonra bu ülkede ortak hayatı paylaşan bütün taraflar, barış, hak ve hukuk dairesinde birlikte yaşama kurallarını oluşturmada ve uygulamada birleşebilecekler mi?” sorusu ortada duruyor!

Bu soruya bu günlerde bütün iyi niyetli insanlar müspet cevap vermeyi tercih ediyor, milletin önüne önemli bir fırsatın geçtiğini bunun zayi edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Bu tespit ve beklentiye katılmamak mümkün değildir, ama bir de dönüp olan bitene, tarafları temsilen söylenen sözlere bakıyoruz, hedefin önünde önemli engellerin bulunduğunu görüyor ve üzülüyoruz. Bu engellerin başında da özün değişmemesi var, cilalı sözlerin arkasında zaman zaman kendini açığa vuran tanıdık düşünceler, inançlar ve takıntılar var.

Aşağıda bazı örnekler vereceğim, ama peşinen söyleyeyim: Herkes eteğindeki taşları dökmeli, yeni ve beyaz sayfalar açılmalı, özel ve tüzel kişiliklere ait menfaatlerin ve hedeflerin önüne milletin bütününe ait (ortak) menfaatler geçirilmelidir. Avucunuzun içine iğneyi saklayarak karşı tarafla tokalaşmak olmaz.

Şu örnekler 15 Temmuz tarihinden sonrasına aittir:

Kılıçdaroğlu bir konuşmasında “15 Temmuz, 17 ve 25 Aralık olaylarını örtmek için kullanılamaz” dedi. Yani “Biz iktidarın önemli unsurlarını yolsuzlukla itham ediyoruz ve yüce divanda yargılanmalarını istiyoruz” demek istiyor. Yolsuzluğun her iktidar döneminde az veya çok olduğunu, 17 Aralık soruşturmasının ise Pensilvanya'dan gelen bir talimat ile başlatıldığını, hakim ve savcıların da önceden ayarlandığını unutuyor veya es geçiyor.

Yenikapı konuşmasında meşhur 12 maddeyi tekrarlıyor, bu maddelerin içinde yeni baştan müzakere edilmesi gereken hususlar var, ama o, peşin hükmünü ve şartını açıklıyor: Her türlü vesayet ve dikta diyerek Cumhurbaşkanımızın diktaya kaydığı ithamını bir daha hatırlatıyor. Parlamenter sistemi korumalıyız diyerek başkanlık sistemine karşı olduğunu peşinen ortaya koyuyor. Yargının tarafsızlığını korumaktan iki maddede söz ederek yargıyı fetöcülerden temizlemek ve tarafsız kılmak için yapılan tasarruflara karşı olduğunu deklare ediyor...

Yenikapı konuşmalarında bu sözlerin yeri olmamalıydı.

Bir MHP milletvekili 8 Ağustos akşamı bir tv kanalında “çözüm sürecinin hıyanet olduğu” görüşünü farklı değerlendirmeler ve açıklamalara rağmen ısrarla dile getiriyor ve başta iktidar olmak üzere sorumluların cezalandırılmasını istiyor. Bu değerlendirme konuşmacının partisine ait bir değerlendirme, buna katılanlar olduğu gibi tam aksini savunanlar da sayılamayacak kadar çok; şimdi bu tartışmayı açmanın zamanı mı? Hem yeni bir sayfa açma, hem de eski defterleri karıştırmanın “özün değişmediğini” göstermekten başka ne faydası var?

Biz İslamcılar devamlı “Kurtuluş İslam'a dönüşte” deriz ya, muhalifler de benzer ısrar ve hamasetle “kurtuluş Atatürk ilke ve inkılaplarına dönüşte” diyorlar.

Bu ülkede yüz yıla yakındır şeriat değil, ilke ve inkılaplar uygulanıyor, mevcut tablodan sorumlu olan bu düzendir.

Köprünün altından bunca su aktıktan sonra bir adımda İslâmî düzene dönme de hayaldir.

Şimdi yapılacak olan farklı taraflardan herkesin yararına olan bir ortak düzen kurmak için “iyi niyetle, peşin hükümsüz ve dayatmasız olarak” masa başına gelmektir.

11.08.2016



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:



Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi