HayrettinKaraman.net Site Ana Sayfasına Geçiş Facebook Sayfasına Geçiş Twitter Sayfasına Geçiş instagram Sayfasına Geçiş YouTube Sayfasına Geçiş
Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
 


Nafile ibadetler ve evrâd

"Vird edinilen nafile ibadetlerin vacip hükmünü aldığı doğru mu? Tarikatlarda telkin edilen zikir derslerinin, nafile ibadetlerin devam ettirilmesinin hükmü nedir?"

Vird (cem'i evrâd) daha ziyade tasavvufta kullanılan bir terimdir ve manası, belli zamanlarda, belli sayıda Allah'ın isim ve sıfatlarını, kelime-i tevhîdi, salavât-ı şerifeyi... sesli veya sessiz olarak zikretmek, söylemek veya zihinden geçirmektir.

Nafile ibadetler de belli zamanlarda belli sayıda devamlı yapılmak istenirse, buna niyet edilir, ahdedilir veya bir mürşid tarafından vazife olarak verilirse vird-evrâd gibi kabul edilir.

Peygamberimiz (s.a.) namazlardan sonra 33'er kere "sübhanallah, elhamdü lillah, Allahu ekber" demeyi bütün ümmete, uyumadan önce yine bu zikri yapmayı -bir rivayette son cümleyi 34 kere söylemesini- Hz. Fatıma'ya tavsiye etmişlerdir. Belki de bu ve benzeri uygulamalardan yola çıkan tasavvuf önderleri, müritlerine, belli sayıda zikirleri vazife olarak vermişler, bunlara da evrad denmiştir. Tasavvufta bu zikirlerin manevi arınma ve tekamülde tesiri olduğunu inanılır. Eğer mürid, olagan dışı bir durum, ciddi bir mazeret bulunmadan evradını terk ederse bunun manevi müeyyidesi vardır ve geriletici tesiri olduğu kabul edilir.

Nafile ibadetlere gelince:

Aslında farz veya vacib olmadığı halde bir ibadet, şu sebeplerle vacib/farz olur:

1. Hac, umre, namaz, oruç gibi bir ibadete nafile olarak başlayıp tamamlamadan bırakmakla.

2. Adak yapmak, bir ibadeti tayin ve tarif ederek yüklenmek, Allah rızası için yapmaya niyet etmekle.

3. İnsanların ihtiyaç duydukları, verilmesi de zor ve külfetli olmayan şeyler (Mushaf, bazı el aletleri, komşunun duvarından yararlanmak vb.) istendiğinde. Bir tarafta fazlası var iken diğer tarafın zaruret derecesinde muhtaç olması durumunda ona ödünç vermeye de birçok alim vacib demişlerdir.

4. Bir kimse ana, baba, dede gibi usulüne veya çocuk ve torun gibi füruna malik olursa (bunlar köle olarak eline düşerse) onları azad etmek vacibdir (yani farzdır). Kölelik var iken köle azad etmek teşvik edilmiş ve nafile bir ibadet sayılmıştı. Ama köle kişinin usulü veya fürundan olursa onu azad etmek nafile olmaktan çıkıp farz olmaktadır.

03 Temmuz 2011 Pazar



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

  Şu anda sayfası gösterilen kitap.
Önceki Makale
Sonraki Makale
Makale Listesi
Site Sayfaları
Ana Sayfa
Hakkında
Makaleleri
Kitapları
Soru Konuları
Soru Listesi
Hayrettin Karaman`ın Sohbetleri
Şiirleri
Bestelenmiş ve Seslendirilmiş Şiirleri
Bütün site içeriğinin genel kelime indeksi.
Sitede Arama
Hayrettin Karaman'ın Siteye Son Eklenen Yazıları
E-posta
Siteyi Link ve Kaynak Gösterimi
m.HayrettinKaraman.net Mobil-Metin Versiyonu Hakkında

Facebook Sayfası:

Bulunduğunuz Sayfayı:


 
Sayfa başına gider Siteden rastgele bir sayfa seçer. Hafızadaki önceki sayfaya döner Hafızadaki sonraki sayfaya döner
   
Önceki Makale Sonraki Makale Makale Listesi