A- Şaka ve nükte yapmak: Lâtife, şaka, mizah nükte insanları neşelendiren, güldüren, eğlendiren söz sanatlarıdır. Peygamber Efendimiz "Allah'ım keder ve üzüntüden sana sığınırım"33 buyurmuş gerektiğinde gülmüş ve lâtife yapmıştır. Yaşlı bir kadın Rasûlullah (s.a.v.)'e gelerek "beni cennete sokması için Allah'a dua buyur" demişti. Peygamberimiz "Ey filânın anası! Cennete yaşlı kadın girmez" buyurmuş, kadın da cennete hiç giremeyeceğini zannederek üzülmüş ve ağlamıştı. Kadının durumunu görünce ona maksadını açıklayarak: "Yaşlı kadın cennete yaşlı olarak giremiyecek: Allah onu yeni baştan yaratacak da genç bâkire olarak girecek" buyurdu ve ona şu âyeti okudu: "Biz onları yeniden yaratmışızdır; onları bâkire, eşlerine düşkün ve yaşıtları kılmışızdır." (el-Vâkı'a: 56/35-38)34 Sahâbe arasında mizah ve nükte yönüyle tanınan Hz. Ali şöyle der: "Zaman zaman gönülleri dinlendirin; çünkü gönül zorlanırsa körleşir." Şaka, mizah ve nükte yapmanın cevazını sınırlayan çizgiler vardır: a) İnsanın hayatında mizah, yemekteki tuz gibi olacaktır; işi gücü mizah olmayacaktır. b) Hiçbir kimse ile alay edilmeyecek, şeref ve namuslara dil uzatılmayacaktır. (el-Hucurât: 49/11). c) Güldürmek için yalan söylenmeyecektir. "Etrafındakiler gülsün diye konuşup da yalan söyleyene yazık, çok yazık! "35
33. Ebû-Dâvûd, K. el-Vitr, 32; Buhârî, K. el-Cihâd, 74. 34. Tirmizî (Şemâil'de) 35. Tirmizî, K. ez-Zühd, 10; Ebû-Dâvûd, K. el-Edeb, 80.
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|