F- Nazarlık, nal, muska vb. kullanmak: Birden ortaya çıkan veya sebebi bilinmeyen hastalıklara yakalanmamak veya tedâvi etmek üzere başvurulan bir takım tedbirler vardır; nazarlık, at nalı, at kafası, çeşitli muskalar takma, kurşun dökme, tütsü yapma bunun bazı örnekleridir. Bunlar, tıp yönünden bir faydası olmadığı, üstelik bâtıl inançları devam ettirdiği için haram kılınmışlardır.12 Peygamberimiz (s.a.v.) nazarlık kullanmayı menetmiş, bu gibi şeyleri asan kimselerin bey'atlerini kabul etmemiştir.13 G- Hastalık ve tedâvi: 1) İlâç ve tedâvi: Hastalık insana zarar veren, sağlığını bozan bir haldir; bu halin izâlesi, yeniden sıhhate kavuşmak için maddî-manevî çarelere başvurmak tedâvidir. Hastalığın sebepleri daima maddî değildir; mikrobik hastalıklar yanında rûhî, manevî sebep ve âmillere bağlı hastalıklar da vardır. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) "Göz değmesi gerçektir" diyerek bir manevî faktöre işaret buyurmuştur.14 Hastalığın tedavisinin hükmünü, fıkıh bilginlerinin şu üçlü taksiminden alabiliriz: Zararı gideren şeyler üçe ayrılır: Birincisi kesin olandır; açlık için ekmek, susuzluk için su gibi. İkincisi muhtemel (maznûn) olandır; tıbbî tedâvilerin bir kısmı gibi. Üçüncüsü yüzde elliden az ihtimalli olandır; okuyarak tedavî gibi. Zararı gidereceği kesin olanı kullanmak farz, terketmek haramdır. Muhtemel olanı yapmak iyidir; ancak terketmek haram değildir. Üçüncü nev'i yapmak ise tevekküle aykırı sayılmıştır.15 Buna göre tıbbî tedavî kesin ise farz, ihtimalli ise mübah, hatta mendub olmaktadır. "Tedâvi olunuz, çünkü derdi yaratan Allah, devâyı da yaratmıştır"16 hadisi bunu göstermektedir. 2) Okuyup yazmak suretiyle tedâvi: Yukarıdaki üçlü taksimde bu çeşit tedâvinin mübah olduğunu, fakat tevekküle aykırı telakki edildiğini gördük. Okumak suretiyle tedâvi hem Hz. Peygamber, hem de ashâb tarafından yapılmış, caiz ve müessir olduğu bu tatbikat ile anlaşılmıştır. Buhârî'nin tıb bölümünde ve diğer bölümlerde verdiği hadisler, bu nevi tedâvide daha ziyâde Fatiha, İhlâs, Felâk, Nâs sûreleri ile bazı duâların okunduğunu ifade etmektedir. Bu sûreler ve duâlar nazar değmesi gibi manevî sebepli hastalıklara okunduğu gibi, yılan ve akrep sokması kabîlinden maddî sebepli hastalıklara da okunmuş ve netice alınmıştır. Bazı âlimler okuma gibi yazıp hastanın bir yerine asmak, tasa yazıp suyunu içirmek suretiyle yapılanı da caiz görmüşlerdir.17 Okuma ve yazma suretiyle tedâvinin caiz olabilmesi için bazı şartlar vardır: a) Okunan ve yazılan âyet, hadis veya mânâsı anlaşılan duâ olacaktır. b) Mânası bilinmeyen bir takım isim, harf ve rakkamlar kullanılmayacaktır. c) Tıbbî tedâvide olduğu gibi burada da şifâ verenin yalnız Allah olduğuna inanılacaktır. d) Sevdirmek, nefret ettirmek gibi tedâvi ile alâkası bulunmayan, gayr-i meşrû maksatlarla yapılmayacaktır.18 Cumhûr, meşrû ve şartlarına uygun olan okuma ve yazma yoluyla tedaviden (rukye) ücret almanın da caiz olduğu hükmünü benimsemişlerdir.19
12. Ali Mahfuz el-İbdâ' fi madarri'l-İbtidâ', 4. B. s. 423 vd. 13. Ahmed; Hâkim; Nesâî, K. Ez-Zineh, 17; İbn Mâce. K. et-Tıb, 39. 14. Buhârî, K. et-Tıb, 36; Müslim, K. es-Selâm, 41. 15. Elmalılı, ag. eser, s. 6396 (Sirâciyye, İmadiyye ve Hindiyye'den naklen.) 16. Buhârî, K. et-Tıb, 4, 12, 24...; Muvatta', K. el-Ayn, 12, Ahmed, Müsned, 1/413, 446; 3/156. 17. Elmalılı, ag. esr., s. 6397. 18. Elmalılı ag. esr, s. 6397; A. Mahfûz, ag. esr, s. 424 vd. 19. el-Aynî, Umdetu'l-qârî, C. V, s. 647.
Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.
|